" DUA NEDİR ? VE DOĞRU DUA - Sırlar Deryası

DUA NEDİR ? VE DOĞRU DUA




Duâ, âlemlerin Rabbi olan Allah-u Teâlâ’ya acziyetimizi ve muhtaçlığımızı bildiren en açık beyandır.
Biz kullar Rezzak olan şanı yüce Allah’tan bizlere nimet ve ihsanlar da bulunması için niyaz eder ve sonucunda da sebat göstererek takdir-i İlâhi’yi bekleriz. Bu durum kulluğun en önemli gayelerinden birisidir. Gayret bizden tevfik Allah’tandır. Duâ kavramına benzer daha birçok kelime daha vardır. Örnek vermek gerekirse duâ, ubudiyet ve tevekkül gibi kelimeler duâ ibadeti ile bağlantılı kavramlardır. Kul duâ eder, sonucunu Allah’a bırakır. İşte bu tevekküldür. Yani kulun yaratıcısına kayıtsız ve şartsız güvenmesidir. Tevekkülde, ubudiyetin yani kulluğun zirvesidir. Çünkü Allah’ın en sevdiği kullar kendisine kayıtsız şartsız inanmış ve güvenmiş kullarıdır. Bu da Rabbimizin huzurunda kulluğun en zirve noktasıdır.


Kur’ân-ı Kerîm’de Rabbimiz şu iki âyetle açıkça zikretmektedir: 


“Duâ etmekten kibirlenenler hakir olarak Cehenneme gireceklerdir.” 
“De ki: Eğer duânız olmasa Rabbim katında ne ehemmiyetiniz(DEĞERİNİZ) var?”

Kul, duasıyla, görmese bile, âsârıyla gördüğü Allah’a O’na hitap edecek kadar bir kurbet hissiyle yönelir. Biz, güneşe uzak olduğumuz gibi O’ndan da uzak olabiliriz. Ancak O, tıpkı güneş gibi rahmetinin şualarıyla her zaman başımızı okşamakta, her hâlimize nigehbân bulunmakta ve Kendisine açılan elleri boş çevirmemektedir. Evet O, kuluna kendi anne ve babasından daha şefkatlidir.



“Rabbimiz’e nasıl dua edilir?” meselesine gelince, özetle şunları söyleyebiliriz: Dua ederken, evvelâ Cenâb-ı Hakk’ın kabul edeceğine gönülden inanarak ve ciddî bir itminan içinde dua edilmelidir. “Olsa da olur, olmasa da olur” veya “Falan şeyi bana verir misin yâ Rabbi?” şeklinde dua edilmemelidir. Çünkü Allah’ın hazinesi çok geniştir ve O’nun her şeye gücü yeter. İsterse bir an ve bir lahzada gedayı sultan eder. Onun için dua ederken himmetler âlî tutulmalı ve O’ndan yüce şeyler talep edilmelidir. Meselâ, Allah’tan Cennet yerine Firdevs istenmelidir. İşte bu şekilde dua etmeyi bize Allah Resûlü öğretmektedir.


Ayrıca dua ederken insan gevşek durmamalı, özenerek dua etmelidir. Hani camilerin önünde dilencilik yapan insanlar vardır; onlar, bazen öyle içli laflar ederler, öyle gönülden isterler ki, insan mutlaka onlara bir şey verme zaruretini hisseder. İşte bizler de kul olarak Rabbimiz’e öyle yalvarmalıyız ki, bu yalvarışlar Rabbin rahmetini ihtizaza getirsin. Bazı insanlar, yapmış oldukları bu içli yalvarışlarla kurtulmuşlardır. Meselâ, birisi aşkla coşunca, “Yâ Rabbi! Kendimi biliyorum. Ben bu amelimle Cennet’e zor girerim ama Sen lütfedersen olur. Beni Cehennem’e de koysan, Sana öyle tutkunum ki, ben oradakilere de hep Seni anlatırım!” Bir başka Hak âşığı ise şöyle der: “Yâ Rabbi! Ben Sana baktım, bir de kendime baktım. Bana günahlar yakışmıyor ama Sana af öyle yakışıyor ki!”

Evet, bu tür yürekten ifadeler rahmeti ihtizaza getirir ve Cenâb-ı Hak da Kendine yakışanı yaparak bu duaları onların affına vesile kılar.


Duaya cevap vermek ile onu kabul etmek farklı şeylerdir. Allah kulun her duasına mutlaka cevap vermektedir. Şöyle ki, Allah kulun isteğini hikmetine binaen bazen kabul bazen reddetmektedir. Bazen de istediğinin daha iyisini ona vermektedir. Her üç durumda da bir cevap söz konusudur. Başka bir ifadeyle Allah kulun duasını, “Kulum! İstediğin sana uygun değildir” diye cevap vermektedir. Diğer taraftan dua bir ibadet olduğu için bunun esas karşılığı ahirette verilecektir. Duanın dünyevi maksatları ise, bu ibadetin yapılmasının vesileleri ve  vakitleridirler. Mesela yağmur duası bir ibadettir. Yağmursuzluk bu ibadetin yapılma vesile ve vaktidir. Cenab-ı Hak kullarını bu vakitte bir tür ibadete davet etmektedir. Sonuçta yağmur yağar ya da yağmaz. Bu Allah’ın takdiridir. O halde duam kabul olmuyor diye dua terk edilmemelidir. Bilinmelidir ki dua kulluğun bir sırrıdır. Kul acizliğini izhar edip her zaman Allah’a sığınmalı, hikmetine karışmamalıdır.

Dua insanın kendi kendine yetmediğinin göstergesidir. "Gerçek şu ki, insan kendini müstağnî (kendine yeterli) görünce azar, tâğutlaşır." (Alak: 96/6-7) Dua, insanın kibirlenme ve istiğnadan vazgeçip Allah'ın mutlak kudretini, adaletini ve merhametini kavramasından doğan bir boyun eğmedir.
DUA NEDİR ? VE DOĞRU DUA DUA NEDİR ? VE DOĞRU DUA Reviewed by Ben Bilmem on Cumartesi, Eylül 08, 2018 Rating: 5

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.